Şehrin Nabzı

6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti.

Acılar hala taze, yaralar tam anlamıyla sarılmış değil.

Depremin etkilediği bölgelerde yaşam mücadelesi devam ederken, bizlere düşen en büyük sorumluluk, benzer felaketlerin yaşanmaması için dersler çıkarmak.

Eskişehir, deprem riskinin düşük olduğu düşünülen bir şehir olsa da gerçek tam olarak böyle değil.

Depreme dayanıklı yapı stoğu oluşturmak, eski binaların güçlendirilmesini ya da dönüşümünü sağlamak, kentsel dönüşüm projelerini hızlandırmak ve acil durum planlarını güncellemek zorundayız.

Eskişehir’de deprem konusunda en yetkin isimlerden bir tanesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Can Ayday ile kentin deprem riskini konuştuk.

Can Hoca özetle, “Eskişehir deprem açısından riskli bir yerde. Neden riskli bir yerde? Zemin açısından riskli, yeraltı suyunun yüzeye yakın olması açısından da riskli. Yani sonuçta; Eskişehir deprem açısından riskli. Sadece Eskişehir fayından değil, Eskişehir civarında bulunan aktif faylardan gelen enerji de bu zemini etkileyerek üstündeki binaları yıkabilir ve insanların canlarını alabilir. Onun için altını çizerek söylüyorum, Eskişehir riskli. Eskişehir fayında bu büyüklükte bir deprem beklenmez. Eskişehir fayında bizim Anadolu Üniversitesi olarak yaptığımız çalışmada, Eskişehir'de olma olasılığı olan depremin büyüklüğü 6.4 çıktı. Ve de 70 yılla 90 yıl arasında da bir tekrarlanma periyodu çıktı. Son deprem 1954 yılında olduğuna göre, son depremi buyurun siz hesaplayın. Demek ki şu anda bu deprem olma olasılığı eli kulağında. Onun için Eskişehir’de sorumluların en kısa zamanda önlem alması gerekiyor.  Eskişehir, keşke hazır diyebilseydim. Türkiye'de böyle bir il var mı, onu da bilmiyorum. Öyle bir il olduğunu da söyleyemem. Sadece Eskişehir değil, keşke 80 il olsa da bir tek Eskişehir olmasa. Türkiye'de 81 vilayetin 81'i de riskli yerlerde. 24 tane ilin şehir merkezinin içinden aktif fay geçiyor. Ama hiçbiri depreme hazırlıklı değil maalesef” diyor.

Bu konuda sadece yerel yönetimlerin değil, tüm kurumların, sivil toplumun ve bireylerin üzerine düşeni titizlikle yapması gerekli.

Türkiye, ne yazık ki deprem gerçeğiyle sık sık yüzleşen bir ülke.

6 Şubat depremleri, hepimize büyük ve acı bir ders oldu.

Bugün, kaybettiklerimizi anarken aynı zamanda geleceğimizi güvence altına almak için de Can Hoca’ya kulak vermeli ve harekete geçmeliyiz.