Eskişehir Adliye Sarayı önünde yapılan basın açıklamasında Baro Başkanı Barış Günaydın, Türkiye’nin hukuk devleti ilkesinden uzaklaştığını vurgulayarak, yaşananların anayasal düzene ve evrensel hukuk ilkelerine aykırı olduğunu belirtti.
Baro Başkanı Günaydın, açıklamasında Anayasa’nın 2. maddesine atıfta bulunarak, Türkiye’nin “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olarak tanımlandığını hatırlattı. Ancak son gelişmelerin bu tanımı gölgelediğini savunan Günaydın, “Ülkemiz ne yazık ki hukuk devleti olmaktan çıkarılmıştır. Hukukun üstünlüğü ve temel hakların savunulması kararlılığımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz” dedi.
“35 yıl sonra diploma iptali hukuka aykırı”
Açıklamada, Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra 28 kişinin üniversite diplomalarının “yokluk” ve “açık hata” gerekçesiyle iptal edilmesi eleştirildi. Günaydın, bu kararın kazanılmış hakların korunması ve hukuki güvenlik ilkelerini ihlal ettiğini ifade etti. İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun aldığı kararın “yetki gaspı” içerdiğini ve idare hukukunun temel prensiplerine aykırı olduğunu vurgulayan Günaydın, “35 yıl önceki bir idari işlemin, yetki ve usulde paralellik ilkesine uyulmadan iptal edilmesi, modern hukukun temelini oluşturan hakların güvende olmadığının göstergesidir” diye konuştu.
“Gözaltılar ve yasaklar demokratik hakları baskılıyor”
İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından İstanbul Valiliği’nin 19-23 Mart 2025 tarihleri arasında il genelinde toplantı, gösteri yürüyüşü ve basın açıklamalarını yasaklaması da Eskişehir Barosu’nun tepkisine neden oldu. Günaydın, bu yasakların temel hak ve özgürlükleri baskı altına aldığını belirterek, “İfade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakkı demokrasinin temel taşlarıdır. Kamu otoritelerinin görevi bu hakları engellemek değil, kullanılmasını sağlamaktır” dedi.
“Kayyum atanması halk iradesine müdahale”
Baro, İmamoğlu hakkında başlatılan terör soruşturmasının siyasi bir operasyon olabileceği kaygısını dile getirdi. Günaydın, “Seçmen iradesiyle göreve gelen belediye başkanlarına yönelik hukuka aykırı müdahaleler, halkın iradesine yapılmış bir müdahaledir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanması ihtimali dahi demokratik düzeni zedeler” uyarısında bulundu.
“Hukuk siyasetin aracı haline getirilemez”
Eskişehir Barosu, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının zedelendiğini, hukukun siyaset lehine araçsallaştırıldığını savundu. Günaydın, “Hiçbir idari işlem ya da ceza yargılaması, yürütmenin müdahale alanı haline getirilemez. Hukuk, yalnızca adil, öngörülebilir ve bağımsız mekanizmalarla işler” diyerek, kamu otoritelerini ve yargı organlarını Anayasa’ya uygun davranmaya çağırdı.
“Hukuksuzluğa karşı mücadele sürecek”
Baro, sürecin ulusal ve uluslararası hukuk mekanizmalarında takipçisi olacaklarını açıklarken, tüm hukukçuları ve yurttaşları adalet mücadelesine destek vermeye davet etti. Günaydın, “Hukuksuzluğun ve keyfiliğin karşısında olmak, ülkemize ve yurttaşlarımıza olan sorumluluğumuzdur” diyerek açıklamayı sonlandırdı.
Eskişehir Barosu’nun bu çıkışı, Türkiye’de son dönemde tartışma yaratan hukuki ve siyasi gelişmelere yönelik tepkilerin önemli bir örneği olarak dikkat çekiyor.